2011’de Amsterdam Fantastik Film Festivali’ne (http://www.imaginefilmfestival.nl/)
geldiğinde izlemeyi çok istemiştim. Fakat film Norveççe idi ve altyazısı
Hollandaca’ydı. Bu yüzden filmi gelecek bir zaman izlemek için ertelemiştim.
Üzerinden neredeyse 1.5 yıl geçtikten sonra izleme şansı yakaladım.
Film aslında Blair Witch, Cloverfield ve benzeri bir
mantıkla yola çıkıp günümüzün popular teması olan Mockumentary (Çakma Belgesel
– bu turun bir Türkçe ismi var mı bilmiyorum) tarzını kullanarak Troll
efsanesini işliyor. Bir yandan da Avrupa bürokrasisinin sıradan sıkıcılığını ti’ye
alıyor.
Filmin türü fantastik korku olarak geçse de Norveçliler
arasında film komedi filmi olarak da değerlendiriliyor. Eleştirel bakışıyla ve
Norveçlilerin bazı konulardaki sönük ruh hallerini ön plana çıkarmasıyla
komiklik unsurunu filmin içine sıkıştırıyor. Bu nedenle de kendisine biraz da
kara mizah diyebiliriz.
Film 3 tane gencin bir okul projesi için yaşadıkları
bölgede, sorumlusu bilinmeyen ayı ölümlerini araştırmasıyla başlıyor. Ayı
ölümlerinin sorumlusu sanılan gizemli yabancıyı takip etmeleri ve bu sırada
kaydetmeye başladıkları görüntüler filmin ilerleyen aşamalarıyla belgesel
niteliğine kavuşuyor. Takip ettikleri yabancının (Hans), kaçak ayı avcısı olması
beklenirken aslında hükümet için çalışan Troll Kontrol Memuru olduğu ortaya çıkıyor.
Hayatındaki sorumluluklardan bıkmış olan Hans, memuriyetinin sonuna yaklaşmış
olduğunu düşündüğü için yaptığı işi bütün ayrıntılarıyla bu gençlere anlatmaya
karar veriyor. İşini (yoldan çıkmış veya hastalanmış Trollerin takibi ve
etkisiz hale getirilmesi vb.) icra ederken gençlerin kendisini kameraya
çekmesine izin veriyor ve işinin bütün ayrıntılarını gençlerle paylaşıyor.
Bu filmi Blair Witch ve Cloverfield gibi filmlerden ayıran
özellik canavarı/yaratığı filmde açık açık göstermesi. Bir diğer artışı ise
görüntülerin diğer filmlere göre çok daha kaliteli olması. HD kalitesinde
izlendiğinde Norveç’in o güzel doğasının da tadına varabiliyorsunuz.
Filmden tam keyif almak için Troll efsanesini biraz bilmekte
fayda olduğunu düşünüyorum. Ayrıca biraz da İskandinav kültürüne aşina olmakta
fayda var, özellikle komedi denilen kısımlar için. Filmi izledikten sonra
yaptığım bir kaç araştırma filmi daha farklı yorumlamama yol açtı.
İzleyecekseniz eğer, ne bir komedi filmi ne de bir korku
filmi olarak izleyin. Troller gerçekten olsalardı ve gizli tutulsalardı; bu,
gizlice çekilmiş bir belgesele nasıl yansırdı onu göreceksiniz. Kendisi yalın
bir film, ben filmin başından sonuna kadar sanırım hiç bir yerinde gülmedim
veya aksine gerilmedim. Ama izlerken keyif aldığımı söyleyebilirim.
Bir akşamınızda farklı bir kültürden değişik bir tecrübe
yaşamak istiyorsanız bu çakma belgeseli izleyin derim. Hayatınızda izlediğiniz
en güzel filmler arasında olmayacaktır kesinlikle ama bu türde izlemeye değecek
bir film diyebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme