IDFA, Uluslararası Amsterdam Belgesel Filmleri
Festivali 2012 yılında 25. yasına giriyor. Çeyrek asırdır varlığını sürdüren bu
festival dünyanın sayılı belgesel festivallerinden. Her sene birbirinden ilginç
belgesellerin gösterildiği, başka yerde göremeyeceğiniz, belki de sinemada
vizyona veya televizyonda gösterime hiç giremeyecek eserleri izleme fırsatı
bulabileceğiniz bir on iki gün.
Bu sene 14 – 25 Kasım arasında Amsterdam’ın beş
farklı mekanında 317 tane eser beyaz perdeye yansıyacak. Bu mekanlardan ikisi
bilindik Pathé sinemaları, birisi film müzesi, birisi Flemenk kültürevi ve
diğeri de Amsterdam Halk Kütüphanesi salonu. Bu 317 eser 10 dalda yarışıp ödül
peşinde koşacaklar.
Uzun, orta ve kısa metraj dallarında yarışacak
olan belgeseller, bu üç ana dalın dışında; debut (ilk fim üretimi), müzik,
Hollanda belgeselleri, seyircinin seçimi dallarında da birbirinin önüne geçip
birincilik ödülü için boy gösterecekler. Burada önemli olan üretilen
belgesellerin teşviki ve olabildiğince çok kişiye ulaşabilmesini sağlamak.
Ekmeğini belgesellerden kazananlar için de IDFA diğer festivallere açılan
önemli bir kapı. Eğer yönetmen IDFA’da ses getirebilirse diğer festivallerde de
başarı yakalayacağının sinyalleri alabilir.
Yarışmaların yanında festival farklı
programlara bölünmüş. En geniş kapsamlı olan bölüm Reflecting Images. Bu bölüm
de kendi içerisinde üç alt bölüme ayrılıyor; ustaların elinden, diğer
festivallerde ilgi çekenler ve panaroma. Bu ana bölüme ek olarak Paradocs
başlığı altında belgesel çekimini, teknolojisini, yaklaşımını ve kurgusunu ele
alan belgeseller de gösteriliyor. Ayrıca
festivalin 25. Yılı nedeniyle Hollanda’nın son 25 yılında önemli sayılabilecek
belgesellerden seçkiler yapılmış. Bunun dışında Victor Kossakovsky’nin kişisel
Top 10 belgesel listesi de gösterimde olacak.
Festival’in tam kataloğu 5 Kasım’da
yayınlanacak. O zaman seçimlerimi yapıp programımı çıkartacağım. Şimdilik ön
plana çıkan belgeseller arasında Tribeca Film Festivali’nde de ödül kazanmış
Nisha Pahuja’dan The World Before Her, Toronto Film Festivali’nde de gösterilen
Mona Eldaief’in Solar Mama ve Havana Marking’den pırlanta soyguncularının kendi
ağızlarından hikayelerinin anlatıldığı Smash & Grab - The Story of the Pink
Panthers filmleri yer alıyor.
Filmlerin hepsini incelemek ve hangilerinin sıkışık
programlarımıza tam uyacağını bulmak biraz zor olabilir. Biletlerin satışa
sunulacağı 8 Kasım’a kadar festival programını biraz ince eleyip sık dokumak
gerekebilir. Festival ile ilgili detaylı bilgiye www.idfa.nl adresinden
ulaşabilirsiniz.