Almanya’nın
soğuk havasını kırıp karların arasından çıkan Altın Ayı’nın evi Berlin, bir kez
daha büyük bir buluşmaya hazırlanıyor. Dünyanın en çok seyirci çeken ve en
önemli ikinci önemli film festivali sayılan Berlinale; 22 tane sinemada,
onlarca salonda 7 – 17 Şubat arası dünyanın her yanından yaklaşık 300 bin
takipçisiyle buluşuyor.
Bu sene
jüri başkanlığı Wong Kar Wai’ye teklif edildiğinde, filminin yarışmadan
çıkartılması pahasına bu büyük onuru memnuniyetle kabul etti. Yarışma bölümünde
20 film bulunuyor. Juliette Binoche, Matt Damon, Jude Law, Catherina Zeta-Jones
gibi çok ünlü ve bilindik ismi barındıran filmlerin yanısıra; Kazakistan’dan,
Rusya’dan ve daha bir çok farklı ülkeden katılacak olan, unsuz ama bir o kadar
da Berlinale’ye imzasını atabilecek film yarışıyor. Takip edenler bilir, Altın
Ayı’yı bugüne kadar iki buçuk Türk Filmi kazandı. Susuz Yaz filmi 1963’te , 0.5
olarak saydığım Duvara Karşı filmi 2004’te ve Semih Kaplanoğlu’nun Bal filmi
2010’da festival’in 60. yılında Altın Ayı’ya ulaştı. Bu sene yarışan filmlerin
arasında Türk yapımı bir film bulunmuyor.
Festival
yarışma dalı dışında 9 tane ayrı (alt kategorileriyle toplam 16) kategoriyi
barındırıyor. Bunların arasında deneysel, sanat filmleri, Alman filmleri,
belgeseller, çocuklara veya gençlere yönelik yada onları konu alan, yemek
üzerine dallar bulunuyor. Her sene festivale yenilik katmaya çalışan festival
yönetimi bu sene de yemek üzerine gösterdiği filmlerin ardından katılımcılarına Michelin yıldızlı ünlü
şeflerin elinden çıkan bir menü sunuyor.
Yıllardır
gitmeyi istediğim ama bir şekilde denk getirip de gidemediğim festivale sonunda
bu sene Onur ile beraber katılacağız. Filmin programı 28 Ocak’ta açıklandı ve
biletler 4 Şubat’ta satışa sunuldu. Bu kısa süre içerisinde bütün filmleri
incelemek ve bizim orada olacağımız günlerde iyi filmleri denk getirebilmek
bizi biraz zorladı. 4 gün Berlin’de kalacağımızı düşünecek olursak hem
Berlin’in tadını çıkartmak hem de festivalin havasını koklayıp güzel bir kaç
filmi yakalamak epey iddialıydı. Şimdilik orada bulunduğumuz süre boyunca 3-4
filme gitmeye karar verdik. Eğer bilet bulursak ve hava beklediğimizden daha
soğuk olursa bu sayıyı radikal bir şekilde arttırabiliriz. Festival sonrası
izlediğimiz filmlerin değerlendirmesini buradan yayınlamayı düşünüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme